YAŞASIN BİLMEMEK

Lise 1de idim.Saydığım bir hocam bana İstanbul Üniversitesinin girişindeki yazıdan ve yazının anlamından bahsetmişti.Fatih -yanılmıyorsam- bir hadisi referans alarak şöyle yazdırmış:
"men talebel ılme,keffelallahu rizgah" yani:
"her kim ki ilim taleb ederse,Allah ona kefildir."
O gün bu sözü kendime düstur bildim,gereğini ne derece yerine getirdim;burası tartışılır ya,neyse.vakit geçti,gün döndü,kalem kitap vasıtam olup beni o kapıdan içeri attı.
Bilmemek ne kadar elzem bir hismiş ilk defa o an anladım sanırım.
Hayatın ne getireceğini bilemiyor insan..'bilmemek'ten bunun için haz alıyorum işte.

Yaşasın bilmemek.

SEN YÜZÜNDEN

Göze girersin yahut düşersin gözden,
Belki bir çıkar yol bulursun Rabb'ının himmetinden,
Yahut kahrolursun getirdiğin her türlü cinnetten,
Ya dürüstlüğün sana armağan getirir cennetten,
Yahut başın döner dünyaya minnetten,

Ne büyük bir mertebedesindir ekmeğini kazanarak pak alın terinden,
Yahut rüşvete göz yumar,kahpe olursun en kahpeden,
Sultan kılar seni eşrefin,
Veya edebsizsindir,beter olursun beterinden,
Ya gayretin yakar kederini,yahut yanarsın kederinden,
Ya adalet baştacındır,vazgeçmezsin bu giysinden,
Yahut ilelebet yakar seni çaldığın
Terazinin kefesinden,
Ya hakkı hakka teslim eder,galip ayrılırsın harbden,
Veya yalan yazıp gazetelerde,sual olunursun yazdığının her bir harfinden,


Şimdi istediğine git,istediğine var,ama eylemlerin sen yüzünden,
Eylemlerinin merkezinde hep 'sen' var.

SON GÜNÜN HAYALİ

Çok şey beklendi belki hayattan,
Matematik defterimin resim dolu son sayfasından,
Çizilen hayallerde hep bir fırtına çıkardı,
Ve kurtulan olmazdı kalbimin on tayfasından.

Hep kötü anılırdı ama hiç zarar gelmedi merakımdan,
Sana göre iyi değildi ama ben memnundum hayatımdan,
Sev,sevme,nefret et,saldır
Insanlardan pek korkum yok,
Çekersem ancak gururumdan.

Varsın uzak olsun,vazgeçme muradından,
Yeni bir Ramazan bekle hep uyandığın son sahurdan,
Son gecende güzel günlerini yad edip de,kötüler silinince hatırandan,
Manân hicret eder
Ve kasvetin rengini rahmet alır ağırdan.

Altalta yazılmış alakasız cümleler

Mutlak sona adimlarken yine
Hatırana dokunur da,
Mırıldanırsın ya bir iki kelime,
Sonra yagmur başlar götürüp tüm ümitleri
Yanina kor hayal kırıklıkları,eksik günler vesairi,
Unutmaya baslarsın gectigin tüm caddeleri,
Veya Sehr-i ramazanda sadaka verdigin fakiri,
Yalanlar söyler ferah aksam yeli,
Harami umutlar arkasinda saklar çığ ve seli,


Ölümün tek başına olur,arkandan düzülmez methiyeler,
Hesap soracak senden çaldığın tüm kafiyeler,



Herhalde hayır namına bir sey ummazdın piçten,
Yine de beklentiler yüksek olabilirdi bir 'hiç'ten

PELTEK!

Ya blog ben ara sıra yazıyorum okuyanın var mi acaba.ben sana söyleyeyim yok blog.ben yazıp ben okuyorum ama böylece hatıralar ve düşünceler canlı kalıyor.bu güzel.

Biliyor musun blog ben önceden peltektim.s ve z harflerini tam çıkaramadığımı söylerlerdi.bu durum lise 1e kadar devam etti.üstelik bu sayede arapçadaki peltek harfleri mahrecinden kolaylıkla çıkarıyordum.zaman geçip lise 1de yurtta kalınca makaraya malzeme oldum.tartıştım yapmayın olm,hem ayıp hem günah hem de kötü dedim.dinletemedim çocuklara.son çare soktum dilimi içeri.atalarımız ne gelirse dil yüzünden dediklerinde acaba olaya pelteklik yönünden baktılar mi bilmiyorum ama tam isabet.sonra peltekligim falan kalmadı.ama keşke kalsaydı.sesimin eğlencesi gitti.ergenlikle beraber zaten boru gibi oldu.keşke yine peltek olsam.şimdi zorla peltek harf çıkarıyorum.ya blog o neyse normal s ve z yi de çıkaramıyorum.değişik bi ses çıkıyor bazen.olmuyor böyle blog olmuyor.
Sss Zzz

Geçen 4 yıl ve gelecek 4 yıla dair

Uzun süre olmuştu yazmayalı.bilirsin,üniversite hazırlığı sınavlar okul vesaire.Elhamdülillah, hepsi oldu.Zaman geçti.Giresun'a ilk geldiğinde pek bi çocuksuydum.4 yıl geçmez diyordum.zaten hayatımda toplasan 1-2 tane 4lük vardı.aslında durum yine değişmedi.yaşım da çok büyümedi.fakat algı değişti.zamana bakış açım değişti.zaman akıp giden nehir misali,ben tasım aldığınca dolduruyorum.akan nehirden ne kaparsam kârıma diyerek.
Bazı dostlar Bulancak'ta 4 yıl harcadığım yanılgısındalar.ben dört yıl kazandım.ve o 4 yıl vesilesi ile belki de kişilik ve manen ve madden hayatımı.
Şimdi 4 yıl da İstanbul kahrımı çekecek,dertli İstanbul.ve bu da bitecek ben adam olmaya hazır değilsem de.Belki tercüman belki öğretmen belki başka bir meslekle yine devam edecek hayat fakat acaba hayatımı harcayacak miyim yoksa kazanacak mi?
Zaman gösterecek en acısını da tatlısıni da.ama kalem benim elimde.Allah hayatımın kalemini bana verdi ki ben ne çizersem ne yazarsan zaman onu gösterecek.İstanbul benim sana gücüm yetmez,senin de bana.

'Ben Rapper olucim' diyenlere bi' iki tavsiye

Dostlar,son yıllarda mainstream'in öne çıkmasının yanında Homestudio olayını Türkiye'de müthiş bir popülarite kazandığı görülüyor.Ben de ufak rap dağarcığımdan birşeyler sunayım dedim.bunun için öncelikle şöyle diyelim;

BEAT

beat,rapte en önemli kavramlardan biri.Altyapı kelimesinin karşılğını tam anlamıyla veriyor yani.Beati kötü olan şarkılar altyapısı kötü şehirle gibi ayakta duramıyorlar.Beatin çalıntı yahut orijinal olması bence ilk etapda çok önemli değil.

LİRİK

Lirik rapte çok yer kaplar yalnız genellikle içi boştur.Bu açıdan belli bir tema etrafında yazılan lirklerin beat-sample-bpm ile uyumlu olması sizi farklı kılar.Bu konuda kaçınmanız gereken tekdüzelik,yakalamanız gerken özgün bir stil ve yorum gücüdür.Mesela piyasa da 'eğil' ve 'değil'den kafiye yapan binlerce kişi var belki.Başarılı olansa bence çok az.23 Nisan şiirine de benzemesin lirik ve tipik liseli aşk şiirine de;

ben seni sevdim,sen sevmedin

ağladım günlerce

ardına bakmadan gittin

gibi saçma sapan şeylerden çok var.Zaman kaybı yani.

NAKARAT
Bence en önemli bölümdür nakarat.çünkü rap genel itibariyle nakarati ihmal eder.dolayısıyla özgün bir şekilde nakaratlarını okuyan mcler bence bu işi yürütür.Türkiye'de buna en iyi örnek Sagopa Kajmer ve Şanışer Methüsena olur sanırım.Şimdilik bu kadar dostlar NOT:Blogu tel.den Yazdığım için imlada problem olabilir.affoluna...